16 Ekim 2011 Pazar

Batman…


Bir Hasankeyf Hikâyesi…

Hani gidip görmesem, sular altında bırakılmasın, üzerine Ilısu Barajı yapılmasın diye çırpınanlar da açılan yaralardan bir haber olacaktım biliyorum… Dicle’nin arasından tüm sakinliği ile bakan o eşsiz güzellik… Batman’ın hüzünlü gelini Hasankeyf, vermeye kıyamadığı…10,000 yaşında…1981 yılından bu yana koruma altında…

 Artuklular, Eyyubiler ve Osmanlıların yaşadığı bu eski topraklarda sizi Batman’lı çocuklar karşılıyor. Hani oyun çağında dediğiniz o küçücük çocuklar size Türkçe ve İngilizce bir şeyler anlatmanın heyecanıyla sarıyorlar etrafınızı. Onların sempatik halleri de eklenince geziye Hasankeyf’i izlemek bir kat daha büyüleyici oluyor.

Hasankeyf Köprüsü

Kimin tarafından yapıldığı bilinmeyen ama Artuklular tarafından yapıldığı kuvvetle muhtemel bir köprü göreceksiniz tırmandığınız yükseklikten, Ortaçağ da yapılan en büyük köprüyü… Batmanlı ufaklıkların dediklerine göre eskiden bu köprünün ortası ahşapmış, düşman şehre girince bu bölüm kaldırılır, düşmanın geçişi engellenirmiş…



Hasankeyf Kalesi

Doğal kayalardan oluşan bu kaleye iki cepheden; doğudan ve batıdan çıkış mevcuttur. Söz konusu kale yerleşim yeri de olarak kullanıldığından, kalenin içinde yer yer suyolları ya da Dicle den taşınan suların muhafaza edilebilmesi için açılmış oyuklara rastlanır. Hemen Hasankey Kalesinin doğusunda eskiden darphane olarak kullanılan Küçük Kale’yi görebilirsiniz. Burada basılmış para örnekleri ise Mardin Müzesinde sergileniyor. Doğu cephesinde yaklaşık 580 yıldır ayakta duran kale kapısı da görülmeye değer…

Etrafta gördüğünüz yüzlerce mağara ve su değirmenleri şehrin kalanını gözler önüne seriyor. 

Kale’deki Ulu Camii ve arkasında ki manzarada resminizi çekmek isteyen minik rehberler, tüm turistlerde bulunan resimden sizde de bulunsun diye minareyi tutar gibi yapmanızı isteyecekler ve biraz uzaktan çektikleri resim ile albümünüze küçük bir Hasankeyf hatırası ekleyeceklerdir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder